31 Ekim 2016 Pazartesi

13 yaşındaki Meryam AY, bulunarak ailesine teslim edildi



KONYA'da 4 gün önce evden ayrıldıktan sonra ortadan kaybolan 7'nci sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Meryem Ay, dün gece çocuk polisi tarafından bulunup ailesine teslim edildi.

KONYA'da 4 gün önce evden ayrıldıktan sonra ortadan kaybolan 7'nci sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Meryem Ay, dün gece çocuk polisi tarafından sokakta yürürken bulunup ailesine teslim edildi. Meryem, okula gitmediği için annesinin kendisini döveceğini düşünerek evden kaçtığını söyledi.

Bozkırlılar Vakfı İmam Hatip Ortaokulu 7'nci sınıf öğrencisi Meryem Ay, Karatay İlçesi Karaarslan Dede Mahallesi Beyhude Sokak'taki evlerinden geçen pazar sabahı ayrıldıktan sonra ortadan kayboldu. Markette çalışan 41 yaşındaki Mehmet Ay, kızını her yerde aradı ancak bulumadı. Meryem ve Mehmet Ay çifti, polise kayıp başvurusunda bulundu.

Meryem'i arayan polis ekipleri, onu dün gece sokakta yürürken bulup, ailesine teslim etti. Kızlarına kavuşan Ay çifti büyük mutluluk yaşadı. Meryem Ay polise, 4 haftadır okula gitmemesi nedeniyle annesinin kendisine kızdığını ve dövmesinden korkarak evden kaçtığını söyledi.

Mehmet Ay, "Kızımız bulundu Allaha şükür. Kaç gündür acı çekiyordum. Polis kızımı arıyordu dün gece buldular. Çok sevinçliyiz. Kızıma evden hiç kızmadım. O yokken uyuyamadım, bir lokma yemek yiyemedim. Anne babalara tavsiyem çocuklarına iyi baksınlar, sahip çıksınlar" diye konuştu.

Anne Münevver Ay da "Çok mutluyum döndüğü için. Kötü yollara sapmadığı için mutluyum. Allah kimsenin başına getirmesin çok acı. Yardımcı olan herkese teşekkür ederim. Yalan yok ben Meryem'e okula gitmediği için kızdım" dedi.

Geceyi sokaklarda geçirdiğini belirten Meryem Ay, "Okula gitmek istiyorum. 4 hafta okula gitmemiştim. Annem de okula gitmediğim için bana kızıyordu ve okula gitmemi söylüyordu. Ben de annemin okula gitmediğim için döveceği düşüncesiyle evi terk ettim. Evi terk ettiğim ilk gün parkta Suriyeli biriyle tanıştım ve o gece onun evinde kaldım. Sonraki günler Alaaddin Tepesi ve Kültürk Parkta zaman geçirdim. Ailemin beni arayacağını biliyordum. Geceleri Alaaddin Tepesinde kalıyordum orada  uyumuyordum" dedi.

Kaynak: Konyapol

İstanbul’da 11 yıl sonra gelen cep telefonu sinyali Zeynep SARNIKLI cinayetini aydınlattı



İstanbul’da 2005’te tır parkında boğazı kesilen kadının katilini, 11 yıl sonra maktulün telefonuna taktığı sim kart ele verdi. İstanbul-Mersin-Elazığ üçgeninde 2 bin 200 kilometre yol kat edip zanlının ‘sinyal’ izini süren Cinayet Büro ekipleri, polisiye filmleri aratmayan yöntemle olayı çözdü

TEM Otoyolu İstanbul Gaziosmanpaşa mevkisindeki tır parkında bir tır şoförü, 8 Temmuz 2005’de mal beklediği sırada dolaşırken ağaçların altında bir kadın cesedi gördü. İhbar üzerine olay yerine giden polis, 39 yaşındaki Zeynep Sarnıklı olduğu anlaşılan kadının boğazının 3 yerinden kesilerek öldürüldüğünü belirledi. Cinayetle ilgili soruşturma başlatan polis, tır şoförlerinin ifadelerini aldı. Sarnıklı’nın kayıp telefonunun peşine düştü.

YILLAR SONRA SİNYAL GELDİ

Vahşice öldürülen kadının telefonunun eski teknolojiye sahip olması ve kullanılmaması aradan geçen 11 yılda cinayetin aydınlatılmasına engel oldu. Ancak geçtiğimiz günlerde sır cinayet dosyasını tozlu raflardan indirecek gelişme yaşandı. Cesedin bulunmasından tam 11 yıl sonra, kayıp telefondan sinyal geldi. Telefona takılan hattın sahibinin Mersin’de yaşayan bir kadın olduğunu tespit eden İstanbul Cinayet Büro ekipleri, soluğu bu kentte aldı. Gözaltına alınan kadın, hattan haberdar olmadığını ve hiç kullanmadığını söyledi. İncelemede hattın, başkalarının kimlik bilgileri kullanılarak alınan ve ‘açık’ ya da ‘patates’ olarak bilinen hatlardan olduğu belirlendi.

KÖYDE İNKÂR MAHKEMEDE İTİRAF

Bunun üzerine hattın incelemeye alınan ‘trafiği’nden başka bir kent çıktı. Hattan, Elazığ’ın Palu ilçesindeki bir köyde yaşayanların sıklıkla arandığı belirlenince Cinayet Büro ekipleri bu köye gitti. Aranan numaraların sahibi köylüler numaranın, aynı köyde yaşayan 33 yaşındaki Mehmet Arıkanoğlu’na ait olduğunu söyledi. Suçlamaları kabul etmeyen Arıkanoğlu, gözaltına alınıp İstanbul’da götürüldü. Zanlı, mahkemede ise cinayeti itiraf etti. “İlişki teklif ettim. Para konusunda anlaşamadık. Bıçakla beni kovalamaya başladı. Ben de kaçarken bıçağı alıp onu bıçakladım” diyen Arıkanoğlu tutukladı.

Kaynak: Yusuf DOĞAN/- GAZETE HABERTÜRK

Yargıtay ablanın "yasak ilişkisi"ni, kardeş için haksız tahrik saymadı







Yargıtay Ceza Genel Kurulu, boşanan ablasının evli sevgilisini öldüren sanığa haksız tahrik indirimi uygulayan yerel mahkeme kararını bozdu. Yüksek mahkeme, ablanın reşit olduğuna işaret ederek, bir başkasıyla nikahsız yaşamasının kardeş için haksız tahrik nedeni sayılamayacağına hükmetti.

Konya'da eşinden boşanan ablası Hülya K.'yi ziyaret eden Numan D, evde başkasıyla evli Mustafa Y'nin bulunduğunu öğrenince bir şey söylemeden ayrıldı.Bir süre sonra tüfekle geri dönen Numan D, bahçeden kaçmaya çalışan Mustafa Y.'yi iki el ateş ederek yaraladı. İddiaya göre, Numan D, "Ben namusum için yaşıyorum" diyerek evden ayrıldı. Hastaneye kaldırılan Mustafa Y. ise tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

Sanık hakkında Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldı.Sanıktan, Mustafa Y'nin eşi Döndü Y. de şikayetçi oldu. Döndü Y. "Eşimin Hülya K. ile aralarındaki yakınlıktan da haberim vardı ancak çocuklarımın hatırına ses çıkarmıyordum" diyerek, eşini öldürüp mağduriyetine yol açan sanıktan şikayetçi olduğunu bildirdi.

Hülya K. da Mustafa Y. ile ilişkisinin bulunduğunu, Konya'ya geldiği zamanlarda evinde kaldığını anlattı ancak kardeşinden şikayetçi olmadı.

Sanık Numan D. ise ablasının eski eşi tarafından rahatsız edilmemesi için onu sık sık ziyaret ettiğini, onu korumak için de bir tüfek edindiğini söyledi.Bir ziyaretinde ışıkların açık olmasına karşın kapının kendisine açılmadığını, camdan baktığında ise içeride bir erkek gördüğünü belirten Numan D, bunun üzerine arabadan aldığı tüfekle eve girdiğini ve Mustafa Y'yi bahçede yakaladığını anlattı.

Kim olduğunu sorduğu Mustafa Y'nin "Ben Hülya'nın sevgilisiyim" dediğini ve küfürler ederek üzerine yürüdüğünü savunan Numan D, tüfeğin ateş aldığını, Mustafa Y'yi öldürme kastıyla hareket etmediğini ileri sürdü.
Mahkeme, sanığı, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) kasten öldürme suçunu düzenleyen 81. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın, eylemi haksız tahrik altında gerçekleştirdiğine hükmeden mahkeme, cezayı 16 yıla indirdi. Sanık için iyi hal indirimi de uygulanarak cezanın 13 yıl 4 ay olarak belirlenmesi kararlaştırıldı.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin haksız tahrik indirimi öngören kararını bozdu.Dairenin bozma kararında, maktulden sanığa yönelik tahrik oluşturacak haksız söz ve davranış bulunmadığı belirtildi. Kararda, "Reşit kız kardeşinin maktul ile birlikte yaşamasının sanık lehine haksız tahrik oluşturmayacağı gözetilmeksizin, sanığın cezadan indirim almaya yönelik geliştirdiği, tanıkların ilk ifadeleri ve dosya içeriği ile uyuşmayan savunmasına itibar edilerek haksız tahrik indirimi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiştir." denildi.

Bozma üzerine dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme, ilk kararında direndi.

Direnme kararında, sanığın ablasının evli olan bir başkasıyla nikahsız, gayriresmi birlikte yaşadığı belirtilerek, "Sanığın, Mustafa Y'nin kendisine karşı hakarette bulunulması sebebiyle söz konusu eylemi gerçekleştirdiğini söylediği, bu savunmasının aksine herhangi bir delil bulunmadığı gibi toplumdaki değer yargıları da nazara alındığında evli olan maktulun küçük bir kız çocuğunun da bulunduğu eve gelerek sanığın ablası ile ilişkiye girmesinin sanık üzerinde haksız tahrik meydana getirdiğinin kabulü gerekir." ifadesine yer verildi.

Direnme kararı üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gündemine geldi. Kurul, yerel mahkemenin sanık için haksız tahrik indirimi öngören kararını bozdu. Yüksek Mahkeme, ablanın reşit olduğuna işaret ederek, bir başkasıyla nikahsız yaşamasının kardeş için haksız tahrik nedeni sayılamayacağına hükmetti.

Kaynak: AA

30 Ekim 2016 Pazar

22 yaşındaki Ümmühan Korkmaz'dan 10 Gündür Haber Alınamıyor



Tekirdağ'da 10 gün önce işe gitmek için evinden çıktıktan sonra kaybolan 22 yaşındaki Ümmühan Korkmaz'dan haber alınamıyor.

Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesinde, 22 yaşındaki Ümmühan Korkmaz'dan 10 gündür haber alınamıyor. Yaklaşık 10 gün önce işe gitmek için evinden çıktıktan sonra kaybolan Ümmühan Korkmaz'ın ailesi polise başvurdu. Bunun üzerine başlatılan arama çalışmalarına rağmen Korkmaz'a ulaşılamadı.

"BENİM KARDEŞİM SORUMLULUK SAHİBİDİR"

Abla Leyla Çetinbaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, kız kardeşinin daha önce böyle şeyler yapmadığını sorumluluk sahibi bir genç kız olduğunu belirterek, "20 Ekim sabahı işe gidiyorum diye evden çıktı. O günden beri haber alamıyoruz. Benim kardeşim kaçıp gidecek bir kız değil. Sorumluluk sahibidir, gecikeceği zaman mutlaka beni arar, haber verir mutlaka başına bir iş geldi böyle şeyler kesinlikle yapmaz." dedi.

"HAYATINDAN ENDİŞE EDİYORUM"

Kız kardeşinin 8 yıldan beri kendisinde kaldığını ve onu kendisinin büyüttüğünü ifade eden Çetinbaş, "Kardeşime ben baktım büyüttüm.14 yaşından beri 8 yıldır bende kalıyor. Babamlar Çorlu'da oturduğu ve iş yerine uzak olduğu için kız kardeşim bende kalıyordu. Bir saat gecikse bile bana haber verirdi. Sorumluluğunu bilir başına buyruk değildir. Elimden gelen her şeyi yaptım. Kardeşimin hayatından endişe ediyorum." diye konuştu.

BİR İKİ GÜN ÖNCE ARADI, KISIK SESLE KONUŞTU

Kardeşinin gittiği günden beri tüm ailenin kötü durumda olduğunu annesinin hastanelere kaldırıldığını anlatan Çetinbaş, şunları kaydetti:

"Kardeşimin başına bir şey geldiğinden şüpheleniyoruz. Annem şeker hastası, babam o gittiğinden beri ayakta duramıyor. Biz 3 kız kardeşiz diğer kardeşim de perişan durumda. Kardeşimin kendi isteğiyle kaçacağını aklımız almıyor. En son beni iki gün önce aradı gizli numaradan. Çok kısık sesle konuştu. Sanki birilerinin duymasından korkuyormuş gibi gizli gizli konuştu. Annemin hastanede olduğunu söyledim. Hangi hastane dedi sonra telefonu kapandı. Ne olur bizi duyuyorsan çık gel ne olur gel. Dolandırılmış olabilirsin. Başına ne geldiyse geldi her şey bir şekilde halledilir. Görenlerin insanlık namına Allah rızası için bildirmesini istiyoruz."

28 Ekim 2016 Cuma

8.5 Aylık Bebeği Kürtajla Alıp Çukura Gömmüşler


KKTC'deki yasadışı kürtaj davasında 8.5 aylık bebeğin kürtajla alınıp çukura gömüldüğü ortaya çıktı. Tanık olarak dinlenilen adli tıp uzmanının sözleri ise kan dondurdu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yaşanan yasadışı kürtaj skandalında, Dr. Verda Tunçbilek'in sahibi olduğu Ada Tüp Bebek Merkezi'nde görevli 6 personelin yargılandığı davaya önceki gün devam edildi.

ADLİ TIP UZMANI İFADE VERDİ

Girne'deki Ada Hospital'da 10 haftayı geçen bazı gebeliklerin yasadışı sonlandırılmasıyla ilgili Girne Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, KKTC'de devlet hastanesinde adli tıp uzmanı olarak çalışan İdris Deniz ifade verdi.

Şubat ayında, polisle birlikte fetüslerin bulunduğu mezarların kazılmasıyla ilgili çalışmalara da katılan Deniz, doğmak üzere olan bir bebeğin cesedinin çıkarılmasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"BEBEK ANNE KARNINDA CANLIYDI"

Deniz, incelenen 1 bebek ile 4 fetüsün otopsilerinin ardından ileri tetkik için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini ifade etti. Bulunan fetüs ve bebekle ilgili olarak tanık İdris Deniz, şunları anlattı:

"Kazılan çukurdaki bebek, hasta bezine sarılıydı, 1 kilo 962 gramdı. 44 cm boyundaydı. Göbek kordonu yoktu, 34 haftanın üzerindeydi. Bebeğin iç organlarında propofol (anestezi) bulundu ve bir bebeğin iç organlarında bu maddenin bulunması doğum esnasında anneye verildiğini ispat eder. Anneye yapılan işlem sonucu bu tür anestezi maddesi bebeğe geçmiştir. Propofol topraktan, çevreden geçen bir madde değildir. Anneye müdahale edilirken, bebek anne karnında canlıydı ve dolaşımı vardı. Bebek canlı olmasaydı anneye verilen propofol iç organlara ulaşmayacaktı, bebeğin kan dolaşımı normaldi."

HASTANE SAHİBİ İTİRAZ ETTİ

2 Kasım'a ertelenen davada tutuklu yargılanan Ada Hospital'ın sahibi Verda Tunçbilek'in avukatı M.Ş. ise tanığın ifadesine itiraz etti. Avukat, "İdris Deniz'in anlattıkları doğru ancak kendisi otopsi yapan değil, kazılara katılan kişi. Bebeğin iç organlarında anestezi tespit edildi. Ancak anne karnındaki fetüs ölmüş olsa dahi plasenta 24 saat içerisinde ölmediği için anneden fetüse ne yerse ne içerse geçebilir. Verda Hanım hiçbir şekilde bu ameliyatlara girmemiş, yer almamıştır. Savcılığın iddiası bu kayıt dışı ameliyatları Dr. Fahri Karagözlü'nün yaptığı yönündedir. Hastanenin kayıtlarında yer almamaktadır." dedi.

TÜRKİYE'DEN YAPILAN İHBAR

Skandal, Türkiye'den yapılan bir ihbarla geçen yıl şubat ayında ortaya çıkmıştı. 4 fetüs ve bir bebeğin cesedi toprağa gömülü bulunmuştu. Girne'deki Ada Tüp Bebek Merkezi'nin sahipleri doktor çift Verda-Mehmet Ali Tunçbilek ile çalışanlarından kadın doğum uzmanı doktor Fahri Karagözlü, Dr. Rasiha Serdaroğlu, Cemaliye Ölmez ile merkezin eski çalışanı Aziz Dağgün, 10 haftayı geçen gebelikleri yasadışı yollarla sonlandırmak suçlamasıyla tutuklanmış, haklarında dava açılmıştı.

ŞOFÖR 300 TL'YE GÖMMÜŞ

İddia makamının dünkü tanıkları, Ada Hospital'da şoförlük yapan ve kürtaj kalıntılarını gömen Aziz Dağgün ve fetüslerin ilk otopsisinde yer alan Adli Şube'de görevli Müfettiş Eren Gözügüzel'di. Ada Hospital'da 2013'te işe başladığını, önce getir götür ardından şoför olarak çalıştığını anlatan Dağgün, çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra, Dr. Fahri Karagözlü'nün talebi üzerine 200 TL karşılığı kürtaj kalıntılarını gömmeye başladığını ifade ederek şöyle devam etti:

"2015 yılı ortalarında işten ayrıldım, aralık ayında yeniden işe başladım. Fahri Bey 'Kürtaj kalıntıları var, gel' dedi ve ben de gittim. Kalıntıları ebe Ayşegül İşbilen'den alır, gömerdim. Hazreti Ömer Türbesi'ne 5-6 adet fetüs, Zeyko Yağ Fabrikası'na ise 34 haftalık bebeği gömdüm. 34 haftalık bebeği Ocak 2016'da Ada Hospital'da ameliyathane kapısında ebe Ayşegül İşbilen'den Cemaliye Ölmez ile birlikte alarak arabanın bagajına koyduk. Zeyko Yağ Fabrikası'na gömdüm. Her gömüde 200 TL alıyordum, daha sonra 300 TL almaya başladım. Fahri Bey gömme işlerinde benden fotoğraf istedi, ben de önce açık kazdığım daha sonra gömüp kapalı şekilde çektiğim fotoğrafları internet üzerinden gönderirdim. Ben gönderdiğim fotoğrafları telefonumdan silerdim."

Kaynak: Habertürk

26 Ekim 2016 Çarşamba

Konya`da kaybolan 13 yaşındaki küçük kız 4 gündür kayıp!





Konya`nın Karatay ilçesinde oturan Münevver Ay ve Mehmet Ay çifti, 4 gün önceden evden habersiz çıkarak bir daha dönmeyip ileetişime geçmeyen kızlarını heryerde arıyor.

Konya`da kaybolan 13 yaşındaki küçük kız 4 gündür kayıp!
Konya`nın Karatay ilçesinde oturan Münevver Ay ve  Mehmet Ay çifti, 4 gün önceden evden habersiz çıkarak bir daha dönmeyip ileetişime geçmeyen kızlarını heryerde arıyor.

Bozkırlılar Vakfı İmam Hatip Lisesi`nde 7 sınıfta eğitim gören astım hastası Meryem Ay,  Karatay İlçesi Karaarslan Dede Mahallesi Beyhude Sokağında bulunan evlerinden Pazar günü  habersizce çıktıktan sonra bir daha ne döndü ne de iletişime geçti.
Kızının kaybolduğunu anlayan 41 yaşındaki Mehmet Ay,polise kayıp başvurusunda bulundu.

'EVDEN KAÇACAĞIM'

Kızının kaybolmadan hemen önce Karaaslan Hadimi Parkı`nda bir erkekle görüldüğünü öğrenen baba,

"Çocuğum Pazar günü kayboldu. Kaybolmadan önceki gün evimizin yakınında bulunan Karaarslan Hadimi Parkı'nda kızımı bir erkekle görmüşler. Sonra biz Facebook yazışmalarını okuduk. Oradaki yazışmalarında 17-18 yaşlarında F.K. isimli bir erkekle kaybolduğu gün konuşmuş, sonra da bize hiçbir haber vermeden evden çıkıp gitmiş. Komşumuz görmüş ona 'ablama gidiyorum' demiş. Ama o tarafta bir ablası yok. Kızımın yazışmalarında F.K. isimle kişiye, 'Ben bugün evden kaçacağım. Hadimi Parkı'nda buluşalım' diye yazıyor. Ben o akşam şehir merkezinde bakmadığım yer kalmadı. Kafelere gittim garsonlara fotoğrafını gösterdim. Son çare polise gidip kayıp başvurusunda bulundum" dedi.
Kızının, çoğu kişi tarafından kullanılan sosyal medya ağı  Facebook`ta bir çocukla konuştuğunu, göz altına alınan çocuğun serbest bırakıldığını ifade eden Mehmet Ay,
"Polis, kızımın Facebook'ta konuştuğu kişinin ifadesini almış. Benim kızım da Facebook hesabında sahte bir isimle hesap açıp konuşuyormuş. O kişi ifadesinde ben Sedef Taş isimli kızla konuştum. Onunla da yüz yüze görüşmedim Meryem Ay diye birini tanımıyorum demiş. Fakat ben bu kişinin verdiği ifadeye inanmıyorum. Kızım sağlığının yerinde olduğunu bileyim yeter. Çıksın gelsin ben ona kötü davranmayacağıma söz veriyorum. Kaç gündür uyku uyumuyoruz boğazımızdan bir şey geçmiyor" dedi.

BİLSEYDİM KAPIYI KİLİTLER, GÖNDERMEZDİM

Büyük bir üzüntüyle kızının gelmesini bekleyen 40 yaşındaki anne Münevver Ay,kızınının evden ayrılmadan önce yanına sadece otobüs kartı aldığını söyleyen anne,

"Ben misafirlerimle ilgilenirken o evden çıkmış gitmiş haberim yok. Sadece otobüs kartını almış çıkmış evden. Evladım eve gelsin. Kızım, beni duyuyorsa ne olur gel kızım. O daha çocuk, küçücük. Kim götürdüyse Allah rızası için getirsin. Kızımın bulunmasını istiyorum. Daha 13 yaşında bilsem kapıyı kilitler göndermezdim. Dersleri de çok iyiydi çok da arkadaşı yoktu. Evin önünde arkadaşlarıyla oynardı. Parka bile beraber giderdik. Allah'ını seven getirsin ne olur vicdanı varsa getirsin." diyerek acısını belirtti.

Fulya'nın katilinden kan donduran ifade: Şuursuzca vurdum



ANTALYA'nın Kaş İlçesi'nde 29 yaşındaki Fulya Özdemir'i öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan 32 yaşındaki Atila Matka, ilk ifadesinde işlediği cinayetin detaylarını anlattı. Matka, "Hatırlamadığım kadar kafasına defalarca, şuursuzca vurdum. Sinirden ben de bayılmışım. Bir süre sonra uyandığımda Fulya'nın öldüğünü gördüm. Şaşkınlık içinde yer aradım. Battaniyelere sararak götürdüm. Burada karnından defalarca bıçakladım. Tekrar battaniyeye sararak, üstünü taşlarla kapattım" dedi.

İsviçre'nin Zürih kentinde yaşayan İsviçre ve Türk vatandaşlığı bulunan Fulya Özdemir, geçen yıl Kaş merkezdeki Çukurbağ Yarımadası'nda kiraladığı villada yaşamaya başladı. 15 Ekim'den bu yana kızından haber alamayan İsviçre'de yaşayan baba Eyvaz Özdemir, Kaş'a gelerek kayıp başvurusunda bulundu. Bunun üzerine arama çalışması başlatılırken, aramalar Fulya Özdemir'in arkadaşı Atila Matka'nın evinin yakınlarında yoğunlaştırıldı. Genç kadının cenazesi önceki akşam evin yakınındaki dağlık arazide battaniyeye sarılmış ve üzeri taşlarla kapatılmış halde bulundu. Vücudunda çok sayıda bıçak darbesine rastlanan Fulya Özdemir'in cenazesi Antalya Adli Tıp Kurumu morguna konuldu. Kızının cenazesini alan baba Eyvaz Özdemir, toprağa vermek üzere Ankara'ya götürdü.

ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

Cinayet şüphesiyle aranan Atila Matka ise önceki gün gece Kırklareli'nin Lüleburgaz İlçesi'ne bağlı Karıştıran Beldesi'nde jandarmanın operasyonuyla yakalandı. Şüpheli Matka, saklandığı evde kendisine yardım ve yataklık yaptığı iddia edilen dayısı İsmail Ç. ile gözaltına alındı. Lüleburgaz İlçe Jandarma Komutanlığı'nda sorgulandıktan sonra adliyeye sevk edilen Atila Matka tutuklanırken, İsmail Ç. ise serbest bırakıldı.

Cinayet şüphelisinin Kaş Cumhuriyet Savcılığı tarafından SEGBİS yöntemiyle sorgulandığı kaydedildi.

'FULYA AYRILMAK İSTEDİ'

Kırklareli Yarı Açık Cezaevi'nden firari olduğu, Kaş'ta kaçak yaşadığı ve gayriresmi şekilde çalıştığı belirtilen Atila Matka ile Fulya Özdemir arkadaşlığının bir süre önce hayvan alışverişi sırasında başladığı belirtildi. Özdemir ve Matka'nın arkadaşlığının kısa sürede ilerlediği kaydedildi. Genç kadının, cezaevi firarisi olması başta, birçok sırrını öğrendiği Atila Matka'dan kısa süre önce ayrılmak istediği ve cinayetin de bu nedenle işlendiği tahmin ediliyor.

Atila Matka'nın yakalandıktan sonra verdiği ilk ifadede, Fulya Özdemir'in olay yeri olan eve kendi arabasıyla geldiğini anlattı. Özdemir'in kendisinden ayrılmak istediğini söyleyen Matka, ifadesinde cinayeti şöyle anlattı: "Beni artık istemediğini, ayrılmamız gerektiğini söyledi. Beni reddetti. Beni tehdit etti. Buna çok sinirlendim. Hatırlamağım kadar kafasına defalarca, şuursuzca vurdum. Sinirden ben de bayılmışım. Bir süre sonra uyandığımda Fulya'nın öldüğünü gördüm. Şaşkınlık içinde yer aradım. Battaniyelere sararak olay yerine götürdüm. Burada karnından defalarca bıçakladım. Tekrar battaniyeye sararak, üstünü taşlarla kapattım. Daha sonra oradan ayrıldım. Fulya'nın arabasını evinin önüne bırakarak, telefonumun sim kartını parçalayarak Kaş'tan ayrıldım. Lüleburgaz'a geldim."

Müge Anlı İle Tatlı Sert'te sıklıkla karşımıza çıkan bir konu "Definecilik" kısa yoldan zengin olmaya çalışanların dikkatini çekmeye devam ediyor



Define için canlarından oluyorlardı

Muğla'nın Fethiye ilçesinde, gece define ararken hazırladıkları patlayıcının patlaması sonucu 3 kişi yaralandı. Kendi imkanlarıyla hastaneye gelen üç yaralı, İzmir ve Antalya'daki hastanelere sevk edildi.

Edinilen bilgiye göre, Gökçeovacık Mahallesi ormanlık alanda define aradığı iddia edilen Fatih C. (32), İsmail G. (40) ve Serhat Ö. (41), kayaları kırmak için patlayıcı hazırladı. Hazırladıkları patlayıcının infilak etmesi sonucu vücutlarının birçok yerinde yanıklar oluşan 3 arkadaş, kazı yapmak için gittikleri otomobil ile Fethiye Devlet Hastanesi'nde geldi.

Vücutlarında ikinci derece yanık oluşan Fatih C. ve Serhat Ö. ilk müdahalenin ardından İzmir'e, İsmial G. ise Antalya'ya sevk edildi.

Fethiye İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı ekipler tarafından patlamanın gerçekleştiği alanda bomba imha ekipleri ile başka patlayıcı olma ihtimaline karşı inceleme başlatıldığı öğrenildi.

Kaynak: Murat Yalçın - MUĞLA ( İHA )

24 Ekim 2016 Pazartesi

Sosyal medyada çocuk istismarı haberleri devam ediyor

 
Son dönemde çokça karşımıza çıkan bir çocuk istismarı haberi de Adana - Seyhan'dan geldi. 12 yaşındaki bir kız çocuğu ile Murat isimli şahsın yazışmaları sosyal medyaya bomba gibi düştü



Kaçırıldıktan 2 gün sonra bulunan 2.5 yaşındaki Hatice Kübra'nın sağlık raporu temiz çıktı



Gaziantep'te kaybolduktan 2 gün sonra bulunan ve kaçırıldığı belirlenen küçük kızın hastanede yapılan kontrollerinde, sağlık raporu temiz çıktı.
Gaziantep Ocaklar Mahallesi 8 Nolu Cadde'de evin önünde oynarken şekerle kandırılarak kaçırılan 2.5 yaşındaki Hatice Kübra Çakıroğlu'nun hastanede yapılan kontrollerinin ardından sağlık raporu temiz çıktı. Minik Kübra'nın raporunda, taciz ya da tecavüz gibi bulgulara rastlanmadığı öğrenildi.

23 Ekim 2016 Pazar

Katil, Minik Irmak'a Tecavüz Edip Boğarak Öldürmüş



MANİSA'nın Alaşehir İlçesi'nde hurdacılık yapan Himmet A.'nın tecavüz edip öldürdükten sonra gömdüğü üzüm bağında günler süren aranmadan sonra cesedi bulunan 4 yaşındaki Irmak Kupal'ın otopsisi tamamlandı.
 
MANİSA'nın Alaşehir İlçesi'nde hurdacılık yapan Himmet A.'nın tecavüz edip öldürdükten sonra gömdüğü üzüm bağında günler süren aranmadan sonra cesedi bulunan 4 yaşındaki Irmak Kupal'ın otopsisi tamamlandı. Otopsideki ilk bulgulara göre katil, tecavüz edip boğarak öldürdüğü Minik Irmak'la ters ilişkiye girmeye kalkışmış ve bedenine büyük hasar vermiş.

Alaşehir'deki ilk incelemenin ardından minik Irmak'ın cesedi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı.

Yapılan otopsideki ilk bulgularda Irmak'a tecavüz edildiği, boğularak öldürüldüğü ve katilin ters ilişkiye kalkışıp vücuduna zarar verdiği ortaya çıktı. Otopsi raporunda minik Irmak'ın 'bedeninde tecavüz izine rastlandığı', 'boyun bölgesine baskı yapıldığı', 'ters ilişkiye girme girişiminde bedenini zarar verildiği' yer aldı. Irmak Kupal'ın vücudunda sperm olup olmadığının saptanması için örnekler alındı.

Otopsinin tamamlanmasının ardından cenazesi ailesine teslim edilen minik Irmak, Alaşehir İlçesi'ndeki Tokuçzade Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.


22 Ekim 2016 Cumartesi

Himmet AKTÜRK hücrede 24 saat izleniyor


Olayın ardından tutuklanarak Alaşehir M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tek kişilik hücreye konulan katil zanlısı H.A.'nın 24 saat güvenlik kamerasıyla izlendiği, ayrıca kapısının önünde bir infaz koruma memurunun nöbet tuttuğu öğrenildi.

Olayı soruşturan Alaşehir Cumhuriyet Savcısı'nın bu sabah H.A. ile görüşme yapmak için cezaevine gittiği öğrenildi. Savcının H.A.'ya, olay yerine getirildiğinde çocuğu gömdüğünü söylediği yerde Irmak'a ait bir ayakkabı tekinin bulunduğunu ancak çocuğun cesedinin orada olmadığını, bunun nedenini sorduğu öğrenildi. Savcının sorusuna H.A.'nın, minik Irmak'ı ilk önce ayakkabının bulunduğu yere gömdüğünü, ancak toprağın kabarık halde durması üzerine buradan çıkardığını, o sırada ayakkabının düşmüş olabileceğini söylediği belirtildi.
H.A.'nın daha sonra Irmak'ın cesedini ayakkabının bulunduğu yerden 200 metre taşıyıp, bölgedeki bir tavuk çiftliğinin arkasında yer alan bir üzüm bağına gömdüğünü söylediği öğrenildi. H.A.'nın savcıya, o çevreyi çok iyi bildiğini, daha önceden birçok kez arkadaşlarıyla birlikte orada alkollü içki içtiğini söylediği belirtildi. Bunun üzerine bu sabah ekiplerin, 5 küçük iş makinası ve belediye işçilerinin küreklerle H.A.'nın minik Irmak'ı gömdüğünü söylediği yerde başlattığı kazı çalışmaları sürüyor. Ceset arama köpekleri 'Ateş' ve 'Barbi' de çalışmalara katılıyor. Ancak, aramalardan bir sonuç çıkmadı.
Kaynak: internethaber

"Sevgi İzi" nedir? Nasıl yaptırılır? Nerede yaptırabilirim? "Sevgi İzi" olan kaybolmuş birisini bulunca ne yapmalıyım?



Sevgi İzi, sol el bileğinin üstüne yapılan dövme şeklinde bir numaradır. Bu hizmet sadece yaşlı ve hasta gibi kaybolma riski daha yüksek olan kişilere ücretsiz uygulanmaktadır. Henüz bir sağlık problemi olmayan veya yaşı çok ilerlememiş kişilerin de yakınları bu hizmetten faydalanabilirler. Bu kişiler için bu hizmet ücretlidir.


Sevgi İzi yaptırmaya karar verdiğinizde bu hizmetin nerelerde yapıldığını benibuldular.com da anasayfanın hemen orta kısmında bulunan "NEREDE YAPTIRABİLİRİM?" yazısının hemen altında bulunduğunuz ili seçerseniz, bu hizmeti alabileceğiniz size en yakın adresler otomatik olarak açılacaktır.

Bu numarayı siz veya bir yakınınız için edinmek isterseniz benibuldular.com isimli internet sitesine girip sayfanın en alt kısmındaki kayıt başvurusunu doldurabilir ve bir numara edinebilirsiniz.


Formu doldurup kayıdı tamamladığınızda ekranda çıkacak olan numara "Sevgi İzi" numarasıdır. Bu numarayı sağlam bir yere kaydedip ana sayfayı açtıktan sonra "NEREDE YAPTIRABİLİRİM?" yazısının hemen altında bulunduğunuz ili seçiniz. Çıkan adreslerin içinde size en yakın adrese gidip "Sevgi İzi" nizi yaptırabilirsiniz.


Kayıp bir kişi bulursanız ve bu kişi "Sevgi İzi" ne kayıtlıysa sol elinin bileğinin hemen üzerinde bir numara görürsünüz. Bu durumda acil olarak 0530 151 3151 numaralı telefonu arayınız ve bileğin üzerindeki numarayı söyleyiniz. 


"Sevgi İzi" hizmeti Azerbaycan'da da sağlanmaktadır. 

21 Ekim 2016 Cuma

3.5 yaşında vahşi bir cinayete kurban giden Irmak ile ilgili yeni görüntüler ortaya çıktı


3.5 yaşındaki Irmak'ın cinayeti ile ilgili Himmet AKTÜRK'ün verdiği detaylar kandondurucuydu


Himmet AKTÜRK'e bahsi geçen bölgede keşif yaptırıldı


 Irmak'ın cansız bedenine halen ulaşılamadı. Fakat bölge civarında ayakkabısı bulundu


Irmak'ın ablası, katil zanlısı Himmet AKTÜRK'ün kendilerine "şeker verdiğini, eve çağırdığını, çizgi film açtığını, bilgisayar açtığını" söyledi. Ayrıca "evde kimse var mı? Annem baban burada mı?" gibi sorular da soruyormuş.



Mahalleli, katil zanlısı Himmet AKTÜRK'den hiç böyle bir davranış beklemediğini, resmen şok olduklarını ifade ediyor


Katil zanlısı Himmet AKTÜRK, çuval içerisindeki Irmak'ın cansız bedenini çöp konteynırına bırakırken MOBESE kameralarına yakalandı.


3.5 yaşındaki Irmak'ın katilinden kandonduran ifade "Tecavüz etmiş, boğmuş"

Manisa'nın Alaşehir İlçesi'ndeki evlerinin önünde oynarken kaybolan 4 yaşındaki Irmak Kupal'ı öldürüp gömdüğünü söyleyen H.A.'nin emniyetteki ifadesinde, "Çocuğu eve getirdim. Tecavüz ettim. Elimle boğdum. Yaşadığını görünce bu kez kemerle boğdum. Daha sonra çuvala koyup, Sarıkız Çayı kenarına gömdüm" dediği öğrenildi.

Kaynak: meydannet

Himmet AKTÜRK, kayıp olarak aranan Irmak'ı öldürüp cesedi Sarıkız Çayı'na attığını itiraf etti



MANİSA'nın Alaşehir İlçesi'nde evlerinin önünde oynarken geçen cuma günü ortadan kaybolan 4 yaşındaki Irmak Kupal'ın bulunabilmesi için bir televizyon kanalındaki programa çıkan babası Bilal Kupal'ın şüphelendiğini söylemesi üzerine programa davet edilen ve ailenin komşusu Hikmet A., iddiaya göre, programın sonunda küçük kızı öldürüp, Sarıkız Çayı'nın kenarına attığını itiraf etti. Stüdyoya gelen polisler H.A.'yı gözaltına alırken, çayın çevresindeki geniş alanda özel eğitimli iki köpek ve 20 polisin katılımıyla arama çalışması başlatıldı.
Gündelik işlerde çalışarak geçimini sağlayan 44 yaşındaki Bilal Kupal ile 27 yaşındaki Suriye Kupal çiftinin Menderes Mahallesi Elmadağ Caddesi 2 Sokak'taki evlerinin önünde oynayan kızları Irmak Kupal, geçen 14 Ekim günü saat 15.00 sıralarında ortadan kayboldu. Ailesi gidebileceği yerlere bakmasına rağmen minik Irmak'a ulaşamayınca durumu polise bildirdi.
Polis, ailesinin iki kızından biri olan küçük Irmak'ın bulunması için jandarma ve Manisa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekiplerinden yardım istedi. Menderes Mahallesi çevresindeki park ve okul bahçeleri, Sarıkız Deresi, Alaşehir Höyüğü, Kenan Evren Parkı ve Alaşehir Mezarlığı ile inşaatlarda arama çalışması başlatıldı. Özel eğitimli arama-kurtarma köpeği 'Havuç'un da kullanıldığı çalışmalarından iki gün boyunca sonuç alınamadı. Bunun üzerine arama kurtarma çalışmaları sonlandırıldı.
Polisin ifadesine başvurduğu küçük kızın annesi Suriye Kupal, kızının kaçırıldığını ileri sürerken, babası Bilal Kupal ise "Şüphelendiğimiz kimse yok, işi buraya kadar getirecek bir şey düşünemiyorum. Çocuğumun bir an önce bulunmasını istiyorum. Tek derdim o. Benim ciğerimi koparıp gittiler" dedi.
ÖZEL EKİP OLUŞTURULDU
Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ve Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden polislerin katılımıyla 3'er kişilik dört ayrı özel ekip oluşturuldu. Ekipler, Kupal ailesinin çevresindeki 15 kişinin ifadesine başvurdu, ancak küçük Irmak ile ilgili herhangi bir ipucuna rastlanamadı.
PROGRAM SONRASINDA İTİRAF ETTİ
Kupal ailesinin endişeli bekleyişi sürerken bugün ilginç bir gelişme oldu. Özel bir televizyon kanalında, kayıp küçük Irmak'ın bulunması için yapılan programda baba Bilal Kupal, mahallerinde oturan ve hurdacılık yapan Hikmet A.'ya dikkat çekti. Bunun üzerine Hikmet A., bugünkü programa davet edildi.
Programda çelişki açıklamalar yapan Hikmet A., programın sonunda sunucu ile  özel olarak görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine programın kapanışına sunucu katılamadı.
Alaşehir'de hurdacılık yapan Hikmet A.'nın görüşmede, iddiaya göre sunucuya küçük Irmak'ı kendisinin öldürüp, cesedini Ilıca Mahallesi'ndeki Sarıkız Çayı kenarına attığını itiraf etti. Bunun üzerine program yetkilileri durumu polise bildirdi. Polis, stüdyoya gelerek Hikmet A.'yı gözaltına aldı.
ÇAY ÇEVRESİNDE ARAMA ÇALIŞMASI BAŞLATILDI
Hikmet A.'nın küçük kızı attığını söylediği Sarıkız Çayı'nın çevresindeki geniş bir alanda arama yapılması için Ankara İl Emniyet Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Köpek Eğitim Merkezi'nden özel eğitimli iki ceset arama köpeği getirildi.
İki köpeğin yanı sıra Manisa ve Alaşehir'den yaklaşık 20 kişilik bir polis ekibiyle arama çalışması başlatıldı. Çalışmalar devam ederken, Hikmet A.'nın da Alaşehir'e getirileceği ve attığı yeri göstermesi isteneceği belirtildi.

Nurettin DOĞAN / ALAŞEHİR (Manisa), (DHA)

20 Ekim 2016 Perşembe

Gaziantep'te küçük Hatice Kübra 20 saattir kayıp



Gaziantep'te evin önünde oynarken kaybolan 2 buçuk yaşındaki Hatice Kübra'dan 20 saattir haber alınamıyor.

Şahinbey ilçesine bağlı Ocaklar Mahallesi 8 Nolu Sokak'ta 21 numaralı evde yaşayan 2 buçuk yaşındaki Hatice Kübra, evlerinin önünde kardeşleri ile oynarken kayboldu. Kızından bir daha haber alamayan anne Hülya Çakıroğlu, yakınlarına ve polise haber verdi. Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri çevredeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Mahalle giriş ve çıkışlarındaki kameraları da izleyen polis, kayıp çocuğa ait herhangi bir ize rastlamadı.
Acılı anne Hülya Çakıroğlu, Hatice Kübra'nın kardeşleri ile bakkala gittiğini, bir daha geriye dönmediğini belirterek gözyaşlarına boğuldu. Acılı anne, "Evin önünde kardeşleri ile oynuyordu. Kardeşleri ile bakkala gitti ama bir daha geri dönmedi. Hemen komşulara ve yakınlarımıza söyledik, polise haber verdik. Bir türlü ulaşamadık' diye konuştu.
Babaanne Asiye Çakıroğlu ise "Dün akşamdan itibaren her yeri aradık bulamadık. Kaybolsa bulunurdu. Çocuğu kaçırdılar herhalde. Gören, duyan bize haber versin" dedi.
Polisle birlikte çocuklarını arayan aile bireyleri gelecek umutlu haberi bekliyor. Kaybolan Hatice Kübra'nın ikizi Esma Gül Çakıroğlu ise olaylardan habersiz, kardeşinin resmine bakıp, kardeşinin evde uyuduğunu söylüyor.
Öte yandan polis, çocuğun kaçırılma ihtimali üzerine mahalleye giren çıkan araçların plakalarını da tespit ediyor.

Kaynak: İHA

ÖNEMLİ UYARI



ÖNEMLİ UYARI

Burada hepimiz bir aile gibiyiz. Ve tabi ki ailelerde de kendilerine göre bir düzeni vardır ve ona uymak gerekir. Bu ailede de "siyasi konulara girmek,ürün veya sayfa reklamı yapmak, küfür ve hakaret etmek, sarkıntılık etmek, insanları mensubu olduğu etnik grup veya ırkı sebebiyle küçük düşürücü yorumlarda bulunmak" aileden çıkartılma sebebidir. Bunun herkes tarafından dikkate alınması gerekiyor.
Lütfen yazdığımız şeylere dikkat edelim...

16 Ekim 2016 Pazar

Müge Anlı Takipçileri, Blogger sayfası yayında...

Facebook grup ve sayfa ile Twitter hesabı dışında bir de Blogger hesabı açılmıştır. Zaman zaman buradan da paylaşımlar yapacağım